Balkon
Evde olduğumuz şu günlerde
kimimizin kıymetini çok daha iyi anladığı, kimimizin de yokluğunu derinden
hissettiği balkon konusunda yazmaya uzun zaman önce karar vermiştim. Geçen
pazar, iki haftadır evden çıkmadığımı ve sokağa çıkma yasağının bitmesi için
saatleri saydığımı fark ettim. Duvarların üzerime üzerime geldiği, nefes
almakta zorlandığım sırada balkona koştum. Rüzgarın yüzüme çarpması nefes
almamı kolaylaştırdı. O an, yazmak için seçtiğim konu içime daha çok sindi.
Balkon; Antik Yunan’dan günümüze, coğrafyadan coğrafyaya kullanım sıklığı,
boyutları ve yüklendiği anlam değişse de varlığını sürdürmeye devam etmiştir.
Çok uzun zamandan beri farklı amaçlarla da olsa iletişimin bir parçasıdır.
Balkon; Shakespeare’in ünlü eseri Romeo ve Juliet’te sevgililerin buluşma noktası,
Kraliçe Elizabeth’in Buckingham Sarayı’ndan halkı ile mutlu haberlerini
paylaştığı yegane mekan… Yaz akşamlarında sevdiklerimizle uzun sohbetlerin
edildiği yer. Müezzinler mahalleliyi namaza balkondan davet ediyorken; Papa ise
meydandaki cemaatine balkondan sesleniyor. Ayrıca son üç ayda balkonun yeni bir
işlevini keşfettik. Komşularımızla birbirimize balkondan destek olup, hep
birlikte şarkı söyleyebiliyoruz. Son olarak belirtmeliyim ki balkonlar,
politikacılar için her zaman ilgi çekici mekanlar olmuştur.
Balkon konuşması, Vatican Media Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü’nde1 balkon; bir binanın üst katlarından dışarıya
doğru çıkmış, önü ve yanları korkulukla çevrili yer olarak tanımlanıyor.
Balkona dair buna benzer pek çok tanım var ama benim favorim Rem Kolhaas’ın
balkon tanımı: “Kamusal ve özel alanların, içerisi ile dışarının sınırında,
kimi zaman patlayıcı olan deneylerin yapıldığı bir laboratuvar.”
Geçiş mekanı olan balkonlar, aynı zamanda pek çok sanatçı için ilham veren bir
alan olmuştur. Gülsün Karamustafa’nın İstanbul Palas ve Balkon2 işlerinde
figürleri balkonda görmekteyiz. Lebriz Rona geçen yılki “Balkon var mı?”
sergisinde balkonu, mimaride hem estetik bir unsur, hem de yaşamsal ihtiyaçlara
göre şekillenen joker bir mekân parçası olarak tanımlamıştır. Rona bu sergisinde,
insanın sosyal bir varlık olması nedeniyle, güvenlik ve mahremiyeti de
gözeterek, dışarı açılma ihtiyacından bahsediyor. Balkondan bakmayı seven bir
diğer sanatçımız olan Orhan Pamuk ise, Balkon3 ismini verdiği sergide Aralık
2012-Nisan 2013 tarihleri arasında İstanbul’daki evinin balkonundan çektiği
fotoğrafları sergilemişti.
Sokakta tüm olan bitene hakim olmakla oyunda daha iyi bir bakış açısının olup
oyuna hakim olmak arasında çok da büyük bir fark olmasa gerek.
Balkonlar bulunduğu konum itibariyle içindekilere farklı bir perspektif
sunuyor. İstanbul’da batı cephesindeki balkonlarda turuncudan pembeye pek çok
renkle güneşin batışı, doğu cephesindeki balkonlarda ise dolunay
seyredilebiliyor.
İskele, Rumeysa Boz. Avrupa’da önceleri sadece aristokratlar balkonlar aracılığıyla hava ve ışığa
erişebiliyorken, Baron Housman’ın yeni kent planlamasıyla burjuvazi de balkonla
tanıştı. 20. yüzyılda yapılan sosyal konutlarla beraber toplumun daha geniş bir
kesimi farklı ölçeklerle de olsa balkonlar aracılığıyla hava ve ışıkla buluştu.
Özellikle Türkiye’deki yeni yapı tipojilerinde Fransız balkonun hakim
olmasıyla, yapılar sokağa yaklaştı. Bu sokaklardaki boşluğu azalttı. Oysa
alışılagelmiş balkonlarla kamusal alandaki boşluk artıyordu.
Balkonlar bulunduğu bölgenin iklim koşulları ve toplumsal yapısından hareketle
farklı ihtiyaçlara cevap veriyorlar. Bu ihtiyaçlar zaman zaman turşu
kavanozların depolanması, kimi zaman güneşlenme, kimi zaman bir şeyler
yemek-içmek, kimi zaman çok sevilen çiçeklerin yetiştirilmesi oldu. Depolama
ihtiyacı zamanla balkonların pimapen ile kapatılmasına yol açtı. Evde
olduğumuz, özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde hepimiz evimizde
dışarıyla temas edebileceğimiz alanlara ne kadar ihtiyacımız olduğunu anladık.
1 Doğan Hasol, Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü (İstanbul, YEM Yayınları)
2 https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/188941
3 https://sanat.ykykultur.com.tr/sergiler/orhan-pamuk-balkon
4 https://oma.eu/projects/venice-biennale-2014-fundamentals
Rumeysa Boz. Her dönem bitirmek üzere başladığı mimarlık eğitimine -çok
severek yaptığı işleri nedeniyle- 6 yıldır son sınıftan devam ediyor.