Bilimsel araştırmanın ve özgür düşüncenin kilise tarafından kontrol edildiği Orta Çağ Avrupası’nın sonrasında gelen Rönesans ile birlikte sanatta, felsefede, bilimde ve mimaride önemli çalışmalar başlamış, sonrasında da kilisenin dini baskılarına karşı reform hareketleri meydana gelmiştir. Toplumsal hayattaki bu gelişmeler ve sorgulamalar, 17. ve 18. yüzyıllarda Aydınlanma Çağı olarak adlandırılan tarihsel dönemece öncü olmuştur. Bilgi ve eleştirel aklın egemen olmaya başlaması ile dinin toplum üzerindeki etkisinin azalması eşitlik, demokrasi ve özgürlük gibi kavramları gün yüzüne çıkarmış, bu olaylar ışığında iktidar bir nevi tanrıdan alınıp insana verilmiştir. Rönesans sonrasında Reform hareketleri ve Aydınlanma düşüncesi ile güçlenen ilerleme, akılcılık ve bilimsellik gibi kavramlar zaman içerisinde Modernizm'in temelleri için de önemli fikirler haline gelmiştir.
Görsel 1 TheTennis Court Oath, Jacques Louis David, 1791.
Modern ve Modernizm Nedir?
Modern kelimesi Latince "ölçülü,
usule ve zamanına uygun" anlamlarına gelen modernus sözcüğünden meydana
gelir. Modernus, Latincede anlamı "hemen, şimdi" olan modo’dan türetilmiştir ve "eski,
kadim" anlamına gelen antique kelimesinin
karşıtıdır. "Modernizm" kelimesini, onaylayıcı bir şekilde, geniş bir çağdaş
estetik yenilenme hareketini belirtmek üzere kullanan ilk kişi Rubén Dario, aynı zamanda 1890’ların başında el modernismo’yu kurar (Calinescu,
1996, s.74). Sanatsal ve felsefi bir akımdan çok bir gerçeklik olan modernizm;
sanayileşmenin, toplumsal yapılaşmanın elle tutulur hale gelmesinin ardındaki
düşüncedir. Yeni bir dünya görüşünü, kültürel bir gelişmeyi, yeni bir yaşam
tarzını
Görsel 2-3 The CrystalPalace, Joseph
Paxton, İngiltere 1851.
Modernizm ve Mimari
Modernizm, ideal olana ulaşmada en önemli yolun "ilerlemek" olduğunu, tarihten referans almayı bırakmak gerektiğini ve özgün yaratmaya dayanan düşünceyi savunur. Modern mimari, kendinden öncekilerin çizgisel ve eklektik yapısına karşı; sadelik, özgünlük ve işlevsellik gibi kavramları öne çıkarır. Kendini tekrar etmek yerine devrim yaratacak bir nitelik arayışındadır. Her ne kadar tarihsel bir süreç sonucu bulunduğu noktaya gelmiş olsa da kendinden önceki tarihi ve yapım biçimlerini reddeder. Endüstri devriminin ve döneminin teknolojilerinin getirdiği yeni inşa tekniklerini araştırır ve onları kullanmaya teşvik eder.
Modernizm ve Sanat
Sanat ise dinden ayrılarak ve ilahi olanı değil doğayı, insana dair olanı resmetmeye başlar. Üzerindeki baskıdan kurtulan sanatçılar, ifade ve temsil konularını tartışmaya açarlar ve bunun sonucunda da sembolizm, ekspresyonizm ve kübizm gibi akımların temelleri atılır. Jameson, modern dönem sanatçılarından Munch’ın "Çığlık" tablosunu ele alarak modern zamana "Kuşkusuz, Modernizm'in büyük temaları olan yabancılaşma, yalnızlık, toplumsal parçalanma ve tecritin saygın bir ifade, vaktiyle kaygı çağı diye adlandırılan o dönemin neredeyse programatik amblemidir." yorumunu yapar. (Jameson , 1994, s.71)
Görsel 4 Çığlık, Edvard Munch,1893.
Geleneksel düşüncede mevcut olan anlamı, modernistler bilinçli olarak dışlar ve bir "tabula rasa" (boş sayfa) oluşturmayı hedefler. Yenilikçi ve geleneği yıkan hali bireysel özgürlük fikrini ortaya çıkarır. Çünkü modern toplum kavramı birey merkezlidir. Modern olmak, Marx'ın deyişiyle "Katı olan her şeyin buharlaşıp gittiği" bir evrenin parçası olmaktır (Berman, 1994, s.27). Bir yandan insanı, toplumu ve dünyayı büyük bir coşkuyla değiştirirken, öte yandan sahip olduğumuz ve bildiğimiz her şeyi yok etmek ister. Modern toplumun niteliklerini kazanmaya modernleşme denir. Modernleşme, geleneksel yerleşik toplumdan bir ayrılmadır, Modernizm ve Modernitenin getirileri göz önünde bulundurularak atılan adımların kendisidir, daima ileri doğrudur. Toprağa bağlılığın kaldırılması, her çalışma alanına uyum sağlayabilen ve uzun saatler boyu çalışabilen işçi öznesini meydana getirir. Bireyselleşmenin yanı sıra küçülen aile yapılarını ve aile içi iş bölümlerini de ortaya çıkarır. Fabrika işçisi, bir nevi modern insanın prototipidir. Modernlikle birlikte "insan" adeta yeniden keşfedilmiş veya insana yeni payeler biçilmiş ve insan olgusu tekrar tanımlanmaya çalışılmıştır (Özkiraz, 2007, s.14-15).
Görsel 5 Mississippi'dekiManolya Pamuk Fabrikasında çalışan kadınlar.
Modern olma halini ifade eden Modernite ise
kuramsal bir yaklaşımdır. Modernizm'den çok eskidir, kökleri Orta Çağ'ın
derinlerine kadar uzanan bu kapsamlı tarihsel dönüşüm neticesinde insana,
tanrıya, topluma, doğaya ve dünyaya bakış büyük bir değişime uğramıştır.
Modernite, modernizm ve modernleşme
Yazarın Le Corbusier'nin Üç Hali başlıklı yazısını buradan okuyabilirsiniz.
Şahin, H. (2016 - 77). Modern Sanatta Geleneğin
Reddi. Akademik Sanat; Sanat,
Tasarım Ve Bilim Dergisi, S. 77-85. Https://Dergipark.Org.Tr/En/Download/Article-File/275271
Berman, M. Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor.(1982, İletişim Yayınları, 19.Baskı
2017)
Calinescu, M. Modernliğin Beş Yüzü. (1977, Küre Yayınları, 3.Baskı 2017)
Özkiraz, A. Modernleşme Teorileri ve Postmodern Durum. (Çizgi Kitap Evi,
2007)
Jameson, F. Postmodernism, Or The Cultural Logic Of Late Capitalism.
Eyüce, A. Modernlik ve Türkiye’de Modern Mimarlık.
Tanyeli, U. Modernizmin Sınırları ve Mimarlık.
Elif Kan. İstanbul Bilgi Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nden 2019 yılında
mezun oldu. Mimarlık alanında yüksek lisans yapıyor. Mimarlık tarihi ve
Cumhuriyet mimarisi ile ilgili çalışmalar yapıyor.
Siyaset felsefesi ve tarihi açısından Nizamü'l-Mülk'ün "Siyasetnamesi" ile Machiavelli'nin "Prens"i birçok defa karşılaştırılmıştır. Ancak bu defa, zaman üzerinden yola çıkarak tarihsel bir okuma yapılmamıştır. Tarihsel metinler, günümüzdeki bir mimarın gözünden mekânsal olarak ele alınmıştır.
Devamını okuAhmet Doğu İpek’in Arter’de yer alan “Başımızda Siyahtan Bir Hâle” isimli sergisi sanatçının 2020–2022 yılları arasında farklı mecraları kullanarak ürettiği eserleri bir araya getiriyor. Heval Zeliha Yüksel, farklı duyulara ve sayısız deneyime açık olan sergiyi Ahmet Doğu İpek ile gezerek sergiye dair izlenimlerini yazdı.
Devamını oku