Menü

Anasayfa / Blog

Makine Evler de Bazen Çalışmaz
İskele Blog 15 Mayıs 2020
Edanur Köşeli

Makine Evler de Bazen Çalışmaz

“Haftaya İKSV Alt Kat’da buluşup Koolhaas Houselife’ı izleyeceğiz. Zamanında orada olmaya çalışın lütfen.”

Çarşamba günü hocamız dersi bu sözle bitirmişti. Sonraki hafta derse gitmeden önce filmin neyle ilgili olduğunu araştırdım. Filmin sinopsisinde Rem Koolhaas’ın yürüme engelli müşterisinin yaşamını kolaylaştırmak için yaptığı çağdaş mimarinin başyapıtlarından biri kabul edilen konut hakkında olduğunu okudum. Sinopsiste yazan bir diğer şey de konutun iç işleyişini evin yardımcısı Guadalupe Acedo’nun gözünden görecek olmamızdı.

Beka & Lemoine

Ertesi gün filmi izlemeden önce hocamız ev hakkında kısaca bilgilendirme yaptı. Bir ailenin çocuklarıyla birlikte yaşayacakları Bordeaux’daki evleri, evin babasının kötü bir trafik kazası geçirmesi ve tekerlekli sandalyeye bağlı olarak hayatını devam ettirmek zorunda kalmasıyla yeniden şekillenmiş.

Belgesel, bir grup turistin rehberleriyle birlikte otobüste seyahat ettiklerini göstererek başlıyor. İzlerken yaşadığım ilk kırılma bu sahneden yaklaşık olarak bir dakika sonra gerçekleşiyor. Otobüsten inen grup, evin girişinde ayakkabılarını çıkararak evde gezinmeye başlayıp gördüklerini fotoğraflıyorlar. Hala bir evin anlatıldığı belgeseli mi izliyoruz, yoksa fotoğraflamazsan gittiğini ispat edemeyeceğin bir müzeye ya da ibadet etmek için gidilen ve saygı duyduğun bir kutsal mekana mı bakıyoruz anlayamıyorum. Aklıma benzer bir hikayeye sahip olan Villa Savoye geliyor. Savoye ailesi evlerine taşındıktan sonra birçok aksaklık ve sıkıntıyla karşılaşıyorlar. Evin çatısı su akıtıyor ve çocukları bir yıl tedavi görmeyi gerektirecek kadar bir akciğer rahatsızlığına yakalanıyor. Ancak Le Corbusier ile yapılan mektuplaşmalarda, tasarımcı evin eşsiz bir tasarıma sahip olduğundan ve mimarlık camiasında ne kadar çok konuşulduğundan bahsediyor. Le Corbusier bir ev mi yoksa konuşulmasını istediği bir yapı mı tasarladı?

Koolhaas Houselife filminden ekran görüntüleri

Bordeaux Evi’nin mekan düzenlemeleri çoğunlukla engelli bireyin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş olduğu söylense de, kütlelerin kurgusunu görünce aynı şeyi düşünmek çok da kolay olmuyor. Tek kot ve tek kullanıcıya ait bir yapı değil, bunun aksine 3 farklı kota yayılan ve farklı kullanıcıların ihtiyaçlarına göre şekillenen bir hacim yaratılmış.
Koolhas'ın tasarladığı yapı, Archdaily

Film boyunca evin yardımcısının evi ‘işler’ hale getirmek için gün boyunca yaptığı şeyleri izliyoruz. Yapının önemli bir kısmını oluşturan, çevresinde kütüphane bulunan asansörün nasıl bir kitap veya kağıt parçası düştüğünde takıldığına ve işlevselliğini yitiren bir platform olduğuna tanıklık ediyoruz. Ardından Guadalupe, evin babasının bahçede kolaylıkla hareket etmesini sağlayacak olan rampayı gösteriyor. Kendisinin bile burada çok zorlandığını ve tekerlekli sandalyede oturan birinin tutamaç veya yardım edecek biri olmadan buradan çıkamayacağını söylüyor. Son olarak, Guadalupe izleyiciyi bence en nefret ettiği bölüme götürüyor: "Joystick" olarak adlandırdığı, tekerlekli sandalyede bulunan kişinin kapı kollarıyla uğraşmadan rahatça eve girmesini sağlayacak olan elektrikli mekanizmaya. Guadalupe, Joystick’i hareket ettirip eve girdikten sonra düğmeye basarak kapıyı kapatmak istiyor ancak kapı kapanmayınca Joystick’in kırılmış olduğunu fark edip hassas mekanizma hakkında kızgınlığını dile getiriyor. Engelli bir birey için mükemmel tasarlanmış gibi görünen evin, bir problem çıktığında işlevselliğini tamamen yitirmesi ve başka alternatiflere de açık olmaması (çünkü evin bir kapı kolu ve anahtarı yok) çağdaş ev kavramı üzerine eleştirel bir bakış açısıyla bakmamızı sağlıyor.

Koolhaas Houselife filminden ekran görüntüleri
Film bitince bu yapının bir ev olmadığını söyleyebildim ancak ne olduğunu tam olarak tanımlayamadım çünkü yapılış amacı itibariyle fazlaca idealize edilen yapı, ev kavramının önüne geçerek bazen müzeleşip bazen de bir makine olarak kendini farklı kişi ve gruplara farklı şekillerde gösteriyor. Eğer evi tekerlekli sandalyede oturan bir kişinin gözünden görmüş olsaydık, bu yapının bir ev olduğuna ikna olur muyduk yoksa yapı Koolhaas’ın oyun alanı olarak kalmaya devam mı ederdi?

Mekanın Üretimi, Henri Lefebvre.
Mimaride Modernizm Akımının Öncülerinden Le Corbusier’nin Villa Savoye Yapısının Yapım ve Kullanım Açısından İncelenmesi, Gizem Özer.
Mekanın Poetikası, Gaston Bachelard.


Edanur Köşeli. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde İç Mimarlık eğitimini 2019 yılında tamamladı. Kamusal iç mekanlar ve müşterek mekanlar üzerine çalışmalar yaptı. Türkiye Tasarım Vakfı’nda Tasarım Direktörü olarak çalışma hayatına devam ediyor.

#Mimarlık

Benzer İçerikler

Tarihi Metnin Mekânsal Okuması: Machiavelli vs. Nizamü’l-Mülk
Eren Can Altay İskele Blog
Tarihi Metnin Mekânsal Okuması: Machiavelli vs. Nizamü’l-Mülk

Siyaset felsefesi ve tarihi açısından Nizamü'l-Mülk'ün "Siyasetnamesi" ile Machiavelli'nin "Prens"i birçok defa karşılaştırılmıştır. Ancak bu defa, zaman üzerinden yola çıkarak tarihsel bir okuma yapılmamıştır. Tarihsel metinler, günümüzdeki bir mimarın gözünden mekânsal olarak ele alınmıştır.

Devamını oku
Ahmet Doğu İpek’in Başımızda Siyahtan Bir Hale Sergisi Üzerine İzlenimler
Heval Zeliha Yüksel İskele Blog
Ahmet Doğu İpek’in Başımızda Siyahtan Bir Hale Sergisi Üzerine İzlenimler

Ahmet Doğu İpek’in Arter’de yer alan “Başımızda Siyahtan Bir Hâle” isimli sergisi sanatçının 2020–2022 yılları arasında farklı mecraları kullanarak ürettiği eserleri bir araya getiriyor. Heval Zeliha Yüksel, farklı duyulara ve sayısız deneyime açık olan sergiyi Ahmet Doğu İpek ile gezerek sergiye dair izlenimlerini yazdı.

Devamını oku
Paylaş
EN